31 Aralık 2018 Pazartesi

BU SEFER TOLEDO, İSPANYA’YA...


Toledo

İspanya’nın Madrid’den önceki başkenti Toledo’yu “La Casa De Papel” isimli diziden hatırlayanlar olabilir. Profesör ve ekibinin soygun hazırlıklarını yaptığı, eğitim aldığı yer Toledo’da bir çiftlikti. Madrid’den buraya tren yolculuğumuz yaklaşık yarım saat sürdü. Garın hemen önünden kalkan 61 ve 62 numaralı otobüslerle şehrin eski merkezine ulaşılabiliyor. Otobüse binmek mantıklıymış gerçekten çünkü merkez bozkırın ortasında bir tepe. Tepenin aşağısından da Tejo nehri akıyor kıvrıla kıvrıla.

Toledo sokakları

BU SEFER MADRİD, İSPANYA’YA...


Madrid

İspanya’da Barselona’dan sonra gittiğimiz ikinci şehir Madrid oldu. Ilık bir sonbahar zamanı Barselona'daydık. Madrid’deyken ise ılık ne demek, buz gibi ve yağmurlu kış günleriydi. Aralık ayında çok güzel Noel pazarları görür/gezeriz umuduyla gitmiştik başkente. Bizi karşılayan ise soğuk hava ve ne hikmetse buna rağmen aşırı kalabalık sokaklar/caddeler oldu. Tüm bunların üstüne bir de Ozi’nin hastalanması tuz biber ekti. Haa şunu da unutmayayım. Madrid’e iner inmez kazıklandık. Toplu taşıma kullanarak otele varma fikrimiz vardı ancak bir türlü otobüs duraklarını bulamayınca, taksiye atlayıp gidelim dedik. Tonton bir taksi şoförü bizi otele kadar bıraktı ancak sabit 30 Euro’nun üzerine yaklaşık 10 Euro fazladan para aldı. Şüphelendik ama yok dedik ya yapmaz bu amca. Meğerse yapmış, bunu ancak dönüş için tekrar taksiye bindiğimiz zaman anladık. Onu da hikayemizin sonuna doğru anlatacağım.

Sol Meydanı'ndaki dev Noel ağacı...

27 Temmuz 2018 Cuma

BU SEFER OZİ’YLE HOLLANDA’YA... Zaanse Schans ve Delft

Zaanse Schans

Pazartesi sabahı kiralık arabayı teslim almak için Oosterdokkstraat’taki Enterprise’a gittik. İşlemler ve Ozi’ye araba koltuğu seçmek biraz vakit aldı. Yola çıktığımızda saat neredeyse 10 olmuştu. Ülkede her yer birbirine yakın neyse ki. Yaklaşık yarım saat sonra başka bir Hollanda geleneğimiz olan “Zaanse Schans”daydık.

Zaanse Schans

BU SEFER OZİ’YLE HOLLANDA’YA... Amsterdam

Amsterdam

İzlanda’ya Amsterdam aktarmalı gitmiştik. Dönüşte yine Amsterdam’a geldik, birkaç gün de burada geçirecektik. Cuma akşamı şehre vardığımızda bizi aşırı sıcak hava ve aşırı kalabalık karşıladı. Hadi sıcak neyse de, İzlanda’da geçirdiğimiz dingin ve izole günlerden sonra bu kalabalık bize biraz fazla geldi. Sanki her an her şey olabilir hissiyatına kapıldık, halbuki İstanbul’da yaşayan insanlarız. İzlanda’ya bu kadar çabuk adapte olmuş olmamıza şaşırdık!



11 Haziran 2018 Pazartesi

BU SEFER GÜNEYBATI İZLANDA’YA....

Golden Circle

Kısa bir İzlanda ziyareti yapacaksanız, genelde tavsiye edilen Reykjavik ile beraber bir de günübirlik Golden Circle turu yapmanız, ki bunu yaptığınızda ülkenin birçok doğa harikasını bir arada görebiliyorsunuz gerçekten de. Golden Circle’ın en önemli üç durağı “Þingvellir Milli Parkı”, “Geysir Jeotermal Bölgesi” ve “Gullfoss şelalesi”. Biz bunların yanında bir de ek olarak “Kerið” kraterine uğradık.




BU SEFER GÜNEY İZLANDA’YA....

Jökulsárlón ve Diamond Beach


Çarşamba sabahı itibariyle İzlanda’nın doğusunu gerimizde bırakmıştık. İstikametimiz “Jökulsárlón” yani Buzul Gölü idi. Holabrekka’dan çıktıktan sonra yaklaşık 40 dakikalık bir yolculukla göle vardık. Seyahat öncesi internet üzerinden amfibi tekneyle yapılacak bir göl gezintisi satın almıştım. Ülkenin en büyük buzulu Vatnajökull’dan kopan buzdağlarının Atlantik Okyanusu’na kavuşmaya çalışırken oluşturduğu 18 km2’lik gölde buzdağlarının arasında gerçekleşecek bir gezinti, ki düşüncesi bile bizi heyecanlandırmaya yetmişti. J


Jökulsarlon - Buzul Gölü


18 Mayıs 2018 Cuma

BU SEFER DOĞU İZLANDA’YA...


Dettifoss
Bir önceki Kuzey İzlanda  yazımda belirttiğim üzere “Dettifoss” Şelalesi aslında adanın kuzeydoğusunda. Krafla’dan ayrıldıktan sonra bu şelaleye uğrayıp uğramama konusunda biraz tereddütlüydük. Anayoldan bayağı içeri sapmamız gerekiyordu ve yolun durumundan emin değildik. “Malbik endar” vakası yaşamak istemiyorduk. Sonunda merakımıza yenildik. Ne de olsa Avrupa’nın en güçlü şelalesini görecektik. Google maps Krafla-Dettifoss arası yolu yaklaşık 1 saat 15 dk gösteriyordu. 

24 Nisan 2018 Salı

BU SEFER KUZEY İZLANDA’YA...


Blönduos, Akureyri
İzlanda’nın batısındaki heyecanlı yolculuğumuz geride kalmış, Pazartesi sabahı gözlerimizi Blönduos yakınındaki Hotel Huni’de açmıştık. Huni hem ismi, hem de binanın diğer yarısının bir okul olması nedeniyle ilginç bi yerdi. Hemen karşımızda da anaokulu vardı. Teker teker öğrenciler gelmeye başlamışken biz de kahvaltıya indik. Kahvaltı salonunda çalışan görevli aslen Slovenyalı’ymış. Geçici işler edinerek dünyayı geziyormuş, bir yandan da yanlış anlamadıysam müzikle ilgileniyormuş.  Burada daha canlı bir sanat ortamı bulmayı hayal etmiş ama belli ki yanlış yere gelmiş! Ortalıkta canlılığı yaratacak pek insan yok! J Sağolsun Ozi’ye lezzetli bir waffle pişirdi ve sütünü ısıttı, sohbet ettik. Otelden ayrılıp, arabaya binip yola çıktığımızda saat 10.00 civarıydı.




30 Mart 2018 Cuma

BU SEFER BATI İZLANDA'YA...

Blue Lagoon, Reykjavik


Hazırlıklar ve giriş kısımlarını (1) - (2) geride bıraktığımıza göre sıra gelişme bölümünde demektir. İzlanda'yı kendimce bölgelere ayırdım. Farklı kaynaklarda farklı şekillerde ayrıldığını belirtmek isterim. Batı İzlanda’yla başlıyoruz. 
Cuma geceyarısı Amsterdam aktarmalı Reykjavik uçağından indik. Türkiye saatine göre saat sabaha karşı 03:30 civarıydı, saatlerdir yollardaydık. Bizi geceyarısı güneşi karşıladı. Halbuki İzlanda saatine göre saat 00:30’du! Resmen ayarlarımızla oynanıyordu. Tal araba kiralama işlerini hallederken biz Ozi’yle havaalanının dışına çıkıp biraz dolandık. 


Geceyarısı güneşine karşı

Ama ne dolanma. Benim üzerimde kot mont, hafiften titriyorum, Ozi arabasında yarı uykulu yarı uyanık oturuyor. Bir tam daire çizip gerisin geri havaalanına döndük. O arada Tal araba anahtarlarını ve Ozi’nin araba koltuğunu teslim almıştı.
Arabaya yerleşme, koltuğu takma, vs. derken Keflavik havaalanına yaklaşık 10 dakikalık mesafede yer alan hostel/otelimize doğru yola çıktık. Vardığımızda saat neredeyse 02:00’ye yaklaşıyordu.  Böyle geç saatte İzlanda’ya varacaksanız, kalmak için havaalanına yakın bir yer ayarlamanız tavsiye olunur.  Zira  insanın iyice perti çıktığından, kendini direkt olarak uykunun tatlı kollarına bırakıyor.