18 Ekim 2017 Çarşamba

BU SEFER İZLANDA’YA... (2)

İzlanda

İzlanda yazılarım muhtemelen uzun sürecek. Bir önceki yazı için buraya lütfen.
Bu yazımda ise, gitmeden önce İzlanda’yla ilgili bence kendinizi nelere hazırlamanız gerektiğine ve  ayrıca özellikle eklemek istediğim birkaç konuya yer vereceğim. Önyargı yaratmak istemem ama aklınızın bir köşesinde dursunlar. Bizim kadar şaşırmaz ve hatta “dumur” olmazsınız belki bu sayede. J


Güzel İzlanda...

BU SEFER İZLANDA’YA... (1)

İzlanda

Tal’la birbirimize şunu itiraf ettik geçenlerde: Bazen kendimizi “buz diyarı” İzlanda’yı özlerken buluyoruz... Bunun sebebi dünyanın bizim bildiğimiz ve yaşadığımız kısmına ait değilmiş gibi olması mı, yoksa başka bir şey mi, orasını kestiremedik. Ne var ki, o izole yaşamı, uçsuz bucaksız coğrafyayı, şelaleri, dağları, yanardağları, buzulları, lav tarlalarını görmek ve hissetmek kuşkusuz ki bizi kendine hayran bıraktı ve etkiledi. Bizden kastım sadece Tal ve ben değil üstelik, Ozi de buna dahil. O ki, anneannesi “Buzları mı gördün sen, anlat bakalım” diye sorduğunda, “Buz değil, buzuuul” demiş ve uzun araba yolculuklarımız sırasında bana “Yanardağ ne demek?” diye 40 kere sormaktan ve cevabı dinlemekten bıkmamış usanmamış bir çocuk. “Nerden başlasaaam, nasıl anlatsaaaam...” diye mırıldanarak yazıma başlıyorum.


Jökulsarlon - Buzul gölü ve taa arkada "Buz değil, buzuuull!" :)

15 Eylül 2017 Cuma

BU SEFER (YİNE) VİYANA , AVUSTURYA’YA...

Viyana

Ozi doğduğundan beri, hiç onsuz yurtdışına çıkmadık. Viyana’ya giderkense ilk defa onu geride bıraktık. Çünkü oraya gitme amacımız keman virtüözü David Garrett’in konserini izlemekti. İki sene önce İstanbul’a geldiğinde piyanist Julien Quentin ile birlikte bir klasik müzik dinletisi sunmuşlardı. Klasik müzik ayrı bir keyif ama bizim asıl gitmek istediğimiz onun “cover”ladığı pop/metal/rock/etnik şarkılarla gerçekleştirdiği konseriydi. Türkiye’ye ikinci kez klasik müzik konseri vermek için geleceğini öğrenince (ve biletler çoktan tükenmiş olunca) Tal’a “Hadi gel bir delilik yapalım, Avrupa’da bir cover konserine gidelim!” dedim. Cevabı kısa ve netti: “Tamam, bana uyar!” Seçenekler arasında en uygunu Viyana’ydı. Önce kampanyadan yararlanıp uçak biletlerini, sonra da konser biletlerini aldım.  Normal postayı seçtiğim için, herhangi bir e-posta teyidi yoktu. Günlerce postacı yolu gözledik. Allah biliyor, ya yolda kaybolursa biletler diye epey endişelendik. Neyse ki, biletler sağ salim elimize ulaştı!

Wiener Stadthalle

BU SEFER (YİNE) FRANKFURT AMA BIR DE MAINZ, ALMANYA’YA...

Frankfurt

Bir defa daha bize Frankfurt yolları gözükmesinin sebebi kardeşimin nikahının orada kıyılacak olmasıydı. Aile üyeleri ve eş, dostla birlikte Mart ayının sonlarına doğru Römer meydanındaki Belediye Binası’ndaydık. Nikahın ardından fotoğraf çekimi ve kutlama yemeği derken bu telaşlı ve heyecanlı gün de geçip gitmişti. J

Ertesi gün Frankfurt’ta Ozi’nin en sevdiği parka gittik ilk önce. Yani Adolph-von-Holzhausen parkına, nam-ı diğer, kepçeli parka. Kepçe ve tren tepesinde, kumların içinde, ağaç kütüklerinin üstünde, dere tepe düz gittik, tırmandık, yuvarlandık, koştuk. Ozi yorgunluktan arabasında uyuyakalınca biz de şehir merkezine doğru yürüyüp, tabi ki Zeil caddesindeki Weidenhof’da elmalı strudel yedik. Biraz etrafta gezindik, Main nehri kenarına vardığımızda Ozi de uyanmıştı. Akşam aile bireyleriyle buluşup Skyline Plaza’daki bir Türk lokantasında kebapları mideye indirdik.

Adolp-von Holzhausen parkı

14 Mart 2017 Salı

BU SEFER BAD HOMBURG, WIESBADEN VE FRANKFURT, ALMANYA'YA...

Noel zamanı demek, 2016’da da yine bize Frankfurt yolları ve tabi ki Noel pazarlarını ziyaret etmek demek oldu. Aralık ayının ortasında Hem Frankfurt’un, hem Bad Homburg vor der Höhe şehrinin (kısaca Bad Homburg diyorlar),  hem de Hessen eyaletinin başkenti olan Wiesbaden’ın pazarlarını bu vesileyle kolaçan ettik.

Noel pazarları en azından Almanya’da genelde kasım ayının son haftasında açılıyor ve Noel zamanına kadar da açık kalıyor. Kısacası bir curcuna olarak tabir edebileceğimiz bu pazarlarda neşe, eğlence, bolca yeme-içme, çocuklara lunapark kıvamında ortamlar, ışık, müzik, kahkaha ve epeyce bir kalabalıkla karşılaşmak Almanya’yı diğer zamanlarında düşündüğümüzde epey şaşırtıcı.

Işıltılı Frankfurt Noel pazarı