31 Aralık 2018 Pazartesi

BU SEFER TOLEDO, İSPANYA’YA...


Toledo

İspanya’nın Madrid’den önceki başkenti Toledo’yu “La Casa De Papel” isimli diziden hatırlayanlar olabilir. Profesör ve ekibinin soygun hazırlıklarını yaptığı, eğitim aldığı yer Toledo’da bir çiftlikti. Madrid’den buraya tren yolculuğumuz yaklaşık yarım saat sürdü. Garın hemen önünden kalkan 61 ve 62 numaralı otobüslerle şehrin eski merkezine ulaşılabiliyor. Otobüse binmek mantıklıymış gerçekten çünkü merkez bozkırın ortasında bir tepe. Tepenin aşağısından da Tejo nehri akıyor kıvrıla kıvrıla.

Toledo sokakları



Şehirde dar sokaklar ve sarı renk hakim. Yaklaşık 300 sene boyunca Arap hakimiyetinde kaldığından olsa gerek Arap etkisi de epeyce yoğun, özellikle mimaride. Gezilecek birçok müze, saray, kilise ve hatta cami mevcut. Mesela, Alcazar Sarayı, Toledo Katedrali, Santo Tome Kilisesi, Sefarad Müzesi, Bab-ül Merdum Cami, şehrin ünlü ressamı El Greco’nun Müzesi. Ne var ki biz buraları ziyaret etmektense genelde sokaklarda gezerek takıldık. Sanki tüm şehir ve turistler de sokaklardaydı zaten. Noel pazarları kuruluydu.

Toledo Katedrali'nin girişi

Şehrin en meşhur ikilisi kılıçlar ve Mazapan. Hemen hemen her dükkanda hediyelik ya da gerçek boyutlu kılıçlar mevcut. Eğer kılıç alacak olursanız dönerken mutlaka bavulunuza koyun, yoksa havaalanı güvenliğinin el koyması muhtemel. Başına gelen var, oradan biliyorum. Çocuğunuz için tahtadan kılıç/kalkan da alabilirsiniz. Bu arada “Yüzüklerin Efendisi” filminde kullanılan kılıçlar da hep bu şehirde üretilmiş.

Meşhur Toledo kılıçları
Mazapan ise bir çeşit bademli kurabiye, ama yumuşak ve bence daha çok poğaçayı andırıyor. “Santo Tome” en eski mazapan satan dükkanlardan biri. Tabi ki kalabalıktan dolayı buraya giremediğimiz için meydanın öbür tarafındaki küçük bir dükkana girdik. Adı sanırım “Los Coledanos” idi. Tal’ın anlattığına göre sevimli satıcı teyze sürekli ikramda bulunup, şunu da dene bunu da dene deyip durmuş. O da biraz hemen atıştırmalık, biraz da eve götürmelik almış.


Santo Tome'nin vitrini
Zocotren’e binerek şehir turu atmak isterseniz, öncelikle bilet alıp sonra sırasına girin. Bilet alma yeri Zocodover meydanında, bizim gibi önce gidip trenin kalktığı yerdeki sıraya girmeyin. Yetişkin 5.5 Euro, çocuk 2.60 Euro ama Ozi için ücret almamışlardı yanlış hatırlamıyorsam. 

Zocotren bileti satış noktası
Tren deyince gerçek bir tren beklemeyin, önde lokomotif ve arkada yolcu vagonları görünümlü tekerlekli bir araç aslında. Kalkış noktası Alcazar Sarayı’nın yanındaki yokuş. Buradan başlayıp Mirador del Valle’de bir mola verip tekrar aynı noktaya geri döndük. Mirador del Valle, eski şehri ve altında uzanan vadiyi nehrin öbür tarafından görebileceğiniz gözlem noktasının adı.  Bu arada trenin kalabalık olduğunu söylememe gerek yok değil mi? Omuz omuza oturduk diğer yolcularla. Biz biraz sıkış tıkışlıktan dolayı sıkılsak da, Ozi’nin hoşuna gitti ya, o yeter.

Mirador del Valle'den Toledo ve Tejo nehri
Zocotren’den indikten sonra “La Cuesta” isimli bir restorana girdik. Epeyce yer denedik ama bir tek burada boş yer vardı. Hamburger ve lazanya yedik, çok ahım şahım değillerdi. İçerisinin kalabalığı ve yüksek sıcaklığı nedeniyle bir uyuşukluk çöktü üzerimize, Ozi’de hafiften cozutmaya başlayınca attık yine kendimizi sokaklara.

Tam olarak nerede olduğunu hatırlamadığım bir parkta Ozi’yi eyledik bir parça. Sonra da bir şarküteri dükkanına girip kendimizi. J  “Jewish Quarter” yani Musevi Mahallesi tarafına doğru yürüdük. Dar sokaklardan bir tanesinde yaşlı bir amcanın işlettiği miniminnacık bir dükkandan kendime bir kolye aldım. Dönüş treni saatimizin yaklaşmasına yakın, nasolsa yokuş aşağı deyip istasyona kadar yürüdük. Yolumuzun üstündeki ışıl ışıl köprüye yaklaşırken (isminden emin değilim) hafiften de müzik sesleri duymaya başladık. Meğer köprünün üzerinde canlı müzik yapan amcalar varmış.

Köprü ve arkada tepede Alcazar Sarayı

Trene binip Madrid’e döndüğümüzde saat 20:30’a yaklaşıyordu sanırım. Günübirlik yerine belki 1 ya da 2 gece kalıp atraksiyonları da ziyaret edebilirsiniz. Keyfinize kalmış! Sonuç olarak; Toledo Madrid’e göre çok daha sevimli ve gezilesi bir şehir olarak aklımızda yer etti.




Hiç yorum yok: