28 Mayıs 2013 Salı

BU SEFER BRÜJ, BELÇİKA'YA...

BRÜJ

Pazar günü Brüksel’de karlı bir sabaha uyandık. Sabahın o erken saatinde sokaklarda in cin top oynuyordu. Sadece ikimiz kararlaştırdığımız saatteki Brüj trenine yetişebilmek için koşturuyorduk. Başardık mı? hayır! Gelmeden önce internetten bilet almaya çalışırsanız sistem şöyle çalışıyor. Tren bileti aldığınızda o güne ait bilet almış oluyorsunuz. Saati ve koltuk numarasını seçmenize gerek yok. Bu durum hem bir rahatlık hem de bir dezavantaj. Çünkü tren saati belli olduğunda kaçırırsanız kaçırmış oluyorsunuz! Ama saat belli değilse her zaman bir sonraki tren var. İşte biz de uykudan biraz geç uyanıp, kahvaltıyı da uzatınca tam perona vardığımızda tren hareket etti ve kaçırmış olduk treni saniyelerle.  
Brüj'e giderken...


BU SEFER BRÜKSEL, BELÇİKA'YA...

BRÜKSEL

Şubat ayının sonlarına doğru Şengen vizelerimizin süresinin dolmasına iki hafta kalmıştı. İçimiz kıpır kıpır. Bir yerlere gitmek istiyorduk ama sırf gitmiş olmak için de gidilir mi, ucuza bilet ve otel ayarlamak için geç mi kaldık, vs. vs. kafada binlerce soru... Derin araştırmalara girip en ucuz biletlerin Belçika’ya olduğunu görünce alıverdik. Sezon dışı olduğundan otel fiyatları da cazipti. Brüksel belki o kadar değil ama Brüj görmek istediğimiz yerlerdendi. Ortaokul yıllarındayken mektup yazıp, imzalı fotoğrafını istediğim (ve kaptığım) Jean Claude Van Damme da Belçikalı'ydı üstelik! =) 
Tenten şehrin sokaklarında ummadık yerlerde karşınıza çıkabilir!