28 Kasım 2012 Çarşamba

BU SEFER VİYANA, AVUSTURYA'YA...

VİYANA

Yılın en keyifli zamanlarından biri gelmişti Tal ve benim için. Temmuz ayında çıkılan uzuuuunn izin zamanı! Bir Cumartesi sabahı başlayıp taa öbür hafta Pazar gecesine  kadar sürecek kıymetli 10 gün. “Yazın ortasında oralarda ne işiniz var?!?” cümlelerine ve bakışlarına maruz kalmamızı sağlayan planda gidilecek yerler Avusturya, Polonya ve yine Almanya’ydı. Öncesinde bayağı araştırma/geliştirme ve ayarlama yaptık. Altyapı sağlamdı ama acaba her şey planladığımız gibi gidecek miydi? İşin güzelliği de burada aslında. Her an her şeyin olabilme ihtimali. =) İlk durak Viyana, Avusturya! Cumartesi sabahı Schwechtat Havaalanı’na indik.  
Avustralya ile karıştırılmaktan bıkmış Avusturyalılar!
 


22 Ekim 2012 Pazartesi

BU SEFER ANNELERLE HOLLANDA’YA...

YİNE AMSTERDAM, YİNE ZAANSE SCHANS, YİNE EDAM

O kadar çok istemişiz ki demek ki, dünya gözüyle bir kez daha görmek varmış Hollanda’yı... Haziran ayı başında, ilkinden yaklaşık iki sene sonra tekrar buradaydık. Ama bu sefer sadece Tal ve ben değil, yanımızda annelerimizle! Aynur ve Nilgün ikilisi heyecanlı, biz onlardan daha heyecanlı çıktık yola. =) 
 




27 Eylül 2012 Perşembe

BU SEFER PRAG, ÇEK CUMHURİYETİ'NE...

PRAG
 
Prag gezimiz Mart ayına denk geldi. Bu sefer diğerlerinden farklı olarak sadece Tal ve ikimiz değildik. Derya ve Gürer arkadaşlarımız ile beraberdik. Atıldığımız bu dört kişilik yeni macera üç gün sürecekti.
Cumartesi öğleden önce şehre vardık. Hava pek de sıcak değildi. Öğrendiğimize göre bu ısınmış haliymiş. Avrupa’yı esir alan soğuk hava dalgası burayı da etkilemiş. Sıcaklık uzun süre eksi 15'lerde seyretmiş.










14 Eylül 2012 Cuma

BU SEFER İSVİÇRE'YE...

ZÜRİH

Uçaktan iner inmez bizi sanal Heidi karşıladı. Nasıl oldu diyecek olursanız, anlatabilecek miyim bilemiyorum ama keşke fotoğrafını çekebilseydik. Şaşkınlıkla ve olay kısa sürdüğü için hiç aklımıza gelmedi. Havaalanının ana binasına gitmek için bir aktarma trenine binmek gerekti. Trenin penceresinden dışarı bakarken bir anda duvardaki ekranlarda Heidi beliriverdi, el sallıyor, öpücükler yolluyordu dağların kızı! Gecenin köründe Zürih’e, keyifli bir tram yolculuğuyla da şehir merkezine vardık. Kasım ayının başıydı ve gitmeden evvel baktığımızda hava hep yağmurlu gözüküyordu ama neyseki tersi çıktı. Ara sıra bulutlu ama güneşli 2 gün bizimleydi. Sevindirici. Yağmurun yağması iyi bir şey tabi ki ama kısıtlı gününüz varken pek de çekilmiyor.
 
 








25 Ağustos 2012 Cumartesi

BU SEFER MÜNİH, ALMANYA'YA...

MÜNİH
 
Almanya’ya ilk kez gidecektik. Diğer ülkelerde olduğu gibi buradaki şehirler arasında da birçok fark olduğunu önceden okuduk. Berlin’e gitmek de aklımızda vardı. Ama özellikle Tal’ın hayran olduğu BMW’lerin anavatanı olunca Münih’de karar kıldık. Münih, ülkenin olmasa da Bavyera bölgesinin başkenti kabul ediliyor. Ayrıca ülkenin varlıklı kısmı burada yaşıyormuş, bu nedenle fiyatlar diğer şehirlerdekine göre daha yüksekmiş.
 
 


16 Ağustos 2012 Perşembe

BU SEFER KOPENHAG, DANİMARKA'YA...

KOPENHAG

Stockholm – Kopenhag tren yolculuğu sırasında etrafı seyretmiş, uyumuş, karnımızı doyurmuş ve İskandinavya turumuza ait son 3 günümüzün planını yapmaya çalışmıştık. Yol üzerinde özellikle de İsveç - Malmö’den Kopenhag’a geçerken gördüklerimiz bizi şaşırttı. Bunlardan ilki kompartmanımızın duvarında asılı hız göstergesi Baltık denizi üzerindeki Oresund köprüsünden geçerken bir anda saatte 201 km hıza ulaştığımızı gösteriyordu. Nispeten sakin giden tren buradan geçerken bayağı hızlandı. İkincisi de denizin ortasındaki rüzgar türbini tarlasına şahit olduk. Yüzlercesi ahenkle dönüyordu. Adamlar temiz enerji elde etmek için bayağı uğraşıyor belli ki.

Kopenhag ve Oresund Köprüsü