Frankfurt
Noel Pazarı
Noel’e yaklaşan Avrupa daha bir canlı, heyecanlı ve
telaşlı sanki. Noel pazarları hemen hemen her Avrupa şehrinde kuruluyor. Gerçi
söylenen, terör olayları nedeniyle geçen senelere göre pazar ziyaretlerinin daha
az olduğu yönündeymiş. Ama bize göre bayağı kalabalıktı ortalık gördüğümüz üç
farklı şehirdeki Noel pazarında da, Frankfurt, Nürnberg ve Köln. Öncelik tabi
ki kardeşim Derya’nın yaşadığı Frankfurt’taki pazardaydı.
Frankfurt Noel pazarına hoşgeldiniz! |
Uçaktan inip eve gelip üstümüzü başımızı şöyle bir
derleyip toplayıp, sokaklara attık kendimizi. Römerplatz Frankfurt Noel pazarının
merkezi, alışveriş standları, yemek büfeleri, atlıkarınca, vs. burada ama
meydanın etrafında da devam ediyordu bu standlar, büfeler...
Karnımız acıkmış, Deryoş’un “Hadi gelin size çorba içireyim, hem de mercimek çorbası!” teklifini
reddetmedik. Bir çorba klübesinde buluverdik kendimizi. Sokak yemeği istisnasız
lezzetli mi olur? Öyleydi valla. Malzemeden kısmamışlar, sıcacık ve kocaman
birer porsiyon çorbayı hüplettik acımadan üçümüz de. Kırmızı değil de yeşil mercimekten
yapılmış bu çorba aslında mercimek yemeği kıvamındaydı. Bu arada Ozi günün
yorgunluğuyla uykuya dalmıştı çoktan arabasının içinde.
Standlar çok renkli. Cezbedici tarafları da bence ışıl
ışıl olmaları. En başta tabi hediyelik eşyalar satılıyor. Hediyelik eşyalardan
kasıt özellikle çam ağacına asmak için süsler. El yapımı olanlar genellikle
favori. Camdan, plastikten, tahtadan, hasırdan, seramikten. Onun dışında yine
çeşit çeşit mumlar, ahşaptan oyuncaklar ya da minik el aletleri, misal kaşık,
kepçe vs. Örgü işleri, örneğin kazak, yelek, bere, atkı. Oyuncakçılar, kıyafet,
yastık, örtü, vb. satan standlar. Envai çeşit şey bulabilirsiniz kısacası.
Yiyecek büfelerine gelecek olursak. Bir tarafta karamelli, çikolatalı, rengarenk patlamış mısırlar, bir tarafta kuruyemişler, bir tarafta şekerler, kurabiyeler, çikolatalar! Tam bir cennet.
Başta değindiğim gibi sıcak yiyecekler de bulunuyor. Et
ürünleri çok revaçta. Direkt kömür ateşinde pişirilen meşhur Frankfurt
sosisleri örneğin. Domuz eti size tersse dana etinden yapılma sosisler de var.
Görüntüleri gerçekten iştah açıcı ama ben üzerlerinde kaplı çıtır çıtır plastik
gibi olan şey yüzünden bu sosislere alışamadım gitti. Etten haz etmem derseniz çorbacılara ya da hamur işleri satan büfelere buyrun. Üzerine de
kestane indirdiniz mi mideye tamamdır demek isterdim lakin sıcak şarap unutulur
mu?
cızbız... |
Noel pazarı civarındaki havayı şöyle bir içinize
çektiğinizde, et kokularının ardında o yakıcı baharat kokusu gelecek burnunuza: Sıcak şarabın iştahınızı tekrar kabartan kokusu. Üstelik havada asılı bu tatlı koku gün
akşama döndükçe artıyordu sanki. Bizde yudumladık sokakta şaraplarımızı.
mis gibi sıcak şarap... |
Meydandaki atlıkarıncaya binmeden olmazdı. Hep beraber
kurulduk bir bölmeye, başladık dönmeye. Hem dönüp hem de aşağı yukarı hareket
edince başta biraz çekinen Ozi’nin de gitgide hoşuna gitmeye başladı. Bir yandan da
müzik çalıyor tabi. Eğlenceliydi. Üçümüz çocukluğumuza geri döndük. =)
her daim favori, atlıkarınca... |
Aralık ayı olmasına rağmen hava beklediğimizden daha
sıcaktı diyebilirim. Tabi güneş gidince işler değişti, soğuk hafif hafif
ısırmaya başladı. Daha evvelki gelişimizde Demir Köprü’ye taktığımız asma
kilidi yerinde mi diye yoklayıp, (Neyse ki yerindeydi ve üzerine daha birçok kilit asılmıştı =) ) biraz da Main nehri kenarındaki standları gezip akşam yemeği
için Hauptwache’deki Maredo isimli et restoranına gittik. Tavsiye edilir. Ciks bir
mekan değil, aile restoranı tarzında, genele göre makul fiyata lezzetli biftekler
yemek olası. Yancı olarak da Arjantin usulü tuzlu biber ızgarası, nam-ı diğer “Pimientos
de Padron” deneyin derim.
"pimientos de padron" |
Ertesi gün Almanya’nın en büyük ve en güzel Noel
pazarlarından birine sahip Nürnberg’e bir yolculuk planlamış olmamızdan dolayı geceyi daha da uzatmadan
eve döndük.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder